Dünyayı
Kurtaran Adamın Oğlu filmi ile uzaya ikinci kez giden Türkler, son
dönemde sonsuz enerjiye oldukça takmış durumdalar. Buna artık işin
kolayına kaçmak mı? Yoksa alınmış milyonlarca patenti göz ardı edip
imkânsızı başarma duygusu mu? desek de ortada bir gerçek var. Biz
Dünyayı Kurtaran Adamın Oğlu filminde kullandığımız uzay gemilerini
tasarlarken “Antimadde” kullanacaklarını varsaydık. İTÜ’deki değerli
hocalarımıza danışıp Ulubatlı ve Zaldabar’ın atmosfer içi ve uzaydaki
uçuşları konusunda teknik öneriler aldık. Anti-madde, 1960′lı yılların
en güzel dizilerinden biri olan Uzay Yolu’nun Atılgan amiral gemisinde
kullanılan yakıttı. 1920′li yıllarda İngiliz fizikçisi Paul Dirac,
Einstein’ın özel görelilik teorisi ile Kuantum Fiziği’ni biraraya
getirerek “Antimadde” fikrinin doğmasını sağladı. “Özel Görelilik
Teorisi” cisimlerin ışık hızına yaklaştığı durumları incelerken,
“Kuantum Teorisi” ise parçaların küçük ölçekteki davranışlarını
inceliyor. Diracnteorisinde, elektronla aynı ağırlıkta fakat zıt yükte
parçacıcığın gerektiğini vurguluyordu. Bugüne gelindiğinde,
bilimadamları artık her maddenin bir antimaddesi olması gerektiğini
biliyorlar. Yani proton’a karşı anti-proton, nötrona karşı anti-nötron
var. Antimadde birbirine tahammülü olmayan ve biri diğerininin akisine
davranan iki maddenin biraraya gelmesi sonucu ortaya şiddetli bir “Gama
Işıması” çıkması ve her ikisi de yok oluyor. Antimadde aslında belirli
formlarda günlük yaşamımızda kullanılıyor. Örneğin tıpta PET (Pozitron
Salma Tomogrofisi) taraması, beyin ve kalp foksiyonlarının saptanmasında
kullanılıyor.
Bir kg benzin yanarak 9.1 milyon jul enerji açığa çıkıyor. Nükleer enerji üretimnde ise 1 kg uranyum füzyonla 82 milyon jul jul enerji açığa çıkıyor. Antimadde de ise 1 kg protonun antiproton ile reaksiyonu sonucu 9 milyar jul enerji açığa çıkıyor. Bugün antimaddenin üretilmesi için gereken enerji, oluşacak enerjiden daha fazla olduğu için daha beklemek zorundayız.
Nükleer füzyon geleceğin ideal temiz enerji kaynağı olabilir. Çin de geçen aylarda başlatılan projede süper iletken mıknatıslar kullanılıyor. Bu mıknatıslarda ülkemizde bolca bulunan BOR bileşiği kullanılıyor. Amaç bu süper iletken mıknatıslarla yapılacak reaktörün merkezindeki sıcak plazma gazını hareket ettirmek. Bu mıknatıslar teoride ısınmadığından reaktörün ömrü uzayacak. Asıl büyük çalışma Fransa’nın güneyinde Cadarache’de devam ediyor.
Füzyon yöntemi ile deniz suyunda bulunan döteriyum ve tritiyum gibi hidrojen izotoplarının güneşte olduğu gibi birleştirilmesi sonucu, yüksek miktarda enerji elde ediliyor. Bu yöntemle halihazırda dünyadaki diğer nükleer reaktörlere nazaran radyoaktif atığın az olacağı ve tepkimeye girecek bir kilogramlık yakıtın, 10 milyon kilogram fosil yakıt kadar çok enerji yaratabileceği düşünülüyor. Asıl sorun atomları birleştirebilecek kadar yüksek enerji (100 milyon derece) ve basıncın yaratılması ve bunun uzun süre devam ettirilmesi.
Füzyon yöntemi ile elektrik enerjisi üretmek için görüldüğü kadarıyla 30-40 yıla ihtiyaç var. Ama nasıl Güneş 100 Milyar yıl daha ışık verecek enerjiye sahipse dünyada da neredeyse sonsuz enerji elde etme şansı var. Buradaki sorun elde edilen elektriğin dünyanın her yerine iletilmesi. Çünkü bir yandan da elektriğin merkezi olarak üretilmesinden uzaklaşacak ve güvenliği ön plana çıkarak tezler oluşturuluyor.
Öncelikle “sonsuz enerji üretme” konusunda dünyanın gündemine bu sıralar giren bir firma var. İrlanda merkezli teknoloji enstitüsü Steorn Termonidamik teorisini by-pass ederek 2003 yılında başlayan bir araştırmanın sonucunda mıknatıslar tarafından oluşturulan manyetik alanların birbiriyle etkileşimi sayesinde çok büyük bir rüyayı hayata geçirdiklerini duyurdu.
Dünya yapar da biz yapmazmıyız demeyin: “Sonsuz dönme ve enerji üretme” prensibini yakın zamanda basından izledik. Türkiye’nin en önemli döviz harcaması enerji ithalât kalemi olduğuna ve biz Türklerin genlerimize işlemiş sabırsızca sonuca ulaşma hırsından dolayı bu tip projeler daimi olacaktır. Şu an gündemde olan şirketin yanında pazarlama harcaması yapamayan küçük firmaların da yerel gazetelerde aynı zaman diliminde yer aldığını hatırlatmak isterim. “Dönergeç” yöntemi ile bundan 2 yıl önce tanıştım. Devamlı takip edildiğini, dünya enerji devlerinin kendisini yok edeceğini düşünen bir girişimcinin bana getirdiği proje aslında bugün açıklanan yöntemden çok farklı değil. Biz önce bunun gerçek olamayacağını düşündük ve bir Üniversite’de simülasyon testleri yaptırdık. Simülasyon da sistem çok düşük bir başlangıç enerjisi ile sonsuz enerji üretiyordu. Bunu başarmıştık. Peki neden piyasaya bunu duyuramadık? Çünkü sistem inanılmaz bir sürtünme yaratıyordu ve bu sürtünmeye titanyum bile 3 dakika dayanabiliyordu. Yazımın başında bahsettiğim nükleer füzyon yönteminde kullanılan Bor alaşımlı manyetik mıknatıslar bu sürtünmeyi azaltsa bile istenilen hızı yakalayamadığı için, projenin bugünkü malzeme teknolojileri ile gerçekleştirilme şansı kalmamıştı.
Bence enerjiyi çok uzaklarda aramayalım. Örneğin, daha yakın zamanda tanıştığımız hidrojen (bir enerji kaynağı değil, aracıdır) ve solar (güneş) da bize aslında temiz ve sürekli enerji sağlıyor. Ama Türkiye’deki yatırımcıların artık macera aramadan, bu ülkenin önümüzdeki 3 yıl içinde karşılaşacağı ciddi enerji arzı riskini karşılayacak Hidroelektrik, Doğal Gaz ve Kömür Santrali yatırımlarını biran önce yapmalarını tavsiye ediyorum.
Forbes Ocak 2007
Bir kg benzin yanarak 9.1 milyon jul enerji açığa çıkıyor. Nükleer enerji üretimnde ise 1 kg uranyum füzyonla 82 milyon jul jul enerji açığa çıkıyor. Antimadde de ise 1 kg protonun antiproton ile reaksiyonu sonucu 9 milyar jul enerji açığa çıkıyor. Bugün antimaddenin üretilmesi için gereken enerji, oluşacak enerjiden daha fazla olduğu için daha beklemek zorundayız.
Nükleer füzyon geleceğin ideal temiz enerji kaynağı olabilir. Çin de geçen aylarda başlatılan projede süper iletken mıknatıslar kullanılıyor. Bu mıknatıslarda ülkemizde bolca bulunan BOR bileşiği kullanılıyor. Amaç bu süper iletken mıknatıslarla yapılacak reaktörün merkezindeki sıcak plazma gazını hareket ettirmek. Bu mıknatıslar teoride ısınmadığından reaktörün ömrü uzayacak. Asıl büyük çalışma Fransa’nın güneyinde Cadarache’de devam ediyor.
Füzyon yöntemi ile deniz suyunda bulunan döteriyum ve tritiyum gibi hidrojen izotoplarının güneşte olduğu gibi birleştirilmesi sonucu, yüksek miktarda enerji elde ediliyor. Bu yöntemle halihazırda dünyadaki diğer nükleer reaktörlere nazaran radyoaktif atığın az olacağı ve tepkimeye girecek bir kilogramlık yakıtın, 10 milyon kilogram fosil yakıt kadar çok enerji yaratabileceği düşünülüyor. Asıl sorun atomları birleştirebilecek kadar yüksek enerji (100 milyon derece) ve basıncın yaratılması ve bunun uzun süre devam ettirilmesi.
Füzyon yöntemi ile elektrik enerjisi üretmek için görüldüğü kadarıyla 30-40 yıla ihtiyaç var. Ama nasıl Güneş 100 Milyar yıl daha ışık verecek enerjiye sahipse dünyada da neredeyse sonsuz enerji elde etme şansı var. Buradaki sorun elde edilen elektriğin dünyanın her yerine iletilmesi. Çünkü bir yandan da elektriğin merkezi olarak üretilmesinden uzaklaşacak ve güvenliği ön plana çıkarak tezler oluşturuluyor.
Öncelikle “sonsuz enerji üretme” konusunda dünyanın gündemine bu sıralar giren bir firma var. İrlanda merkezli teknoloji enstitüsü Steorn Termonidamik teorisini by-pass ederek 2003 yılında başlayan bir araştırmanın sonucunda mıknatıslar tarafından oluşturulan manyetik alanların birbiriyle etkileşimi sayesinde çok büyük bir rüyayı hayata geçirdiklerini duyurdu.
Dünya yapar da biz yapmazmıyız demeyin: “Sonsuz dönme ve enerji üretme” prensibini yakın zamanda basından izledik. Türkiye’nin en önemli döviz harcaması enerji ithalât kalemi olduğuna ve biz Türklerin genlerimize işlemiş sabırsızca sonuca ulaşma hırsından dolayı bu tip projeler daimi olacaktır. Şu an gündemde olan şirketin yanında pazarlama harcaması yapamayan küçük firmaların da yerel gazetelerde aynı zaman diliminde yer aldığını hatırlatmak isterim. “Dönergeç” yöntemi ile bundan 2 yıl önce tanıştım. Devamlı takip edildiğini, dünya enerji devlerinin kendisini yok edeceğini düşünen bir girişimcinin bana getirdiği proje aslında bugün açıklanan yöntemden çok farklı değil. Biz önce bunun gerçek olamayacağını düşündük ve bir Üniversite’de simülasyon testleri yaptırdık. Simülasyon da sistem çok düşük bir başlangıç enerjisi ile sonsuz enerji üretiyordu. Bunu başarmıştık. Peki neden piyasaya bunu duyuramadık? Çünkü sistem inanılmaz bir sürtünme yaratıyordu ve bu sürtünmeye titanyum bile 3 dakika dayanabiliyordu. Yazımın başında bahsettiğim nükleer füzyon yönteminde kullanılan Bor alaşımlı manyetik mıknatıslar bu sürtünmeyi azaltsa bile istenilen hızı yakalayamadığı için, projenin bugünkü malzeme teknolojileri ile gerçekleştirilme şansı kalmamıştı.
Bence enerjiyi çok uzaklarda aramayalım. Örneğin, daha yakın zamanda tanıştığımız hidrojen (bir enerji kaynağı değil, aracıdır) ve solar (güneş) da bize aslında temiz ve sürekli enerji sağlıyor. Ama Türkiye’deki yatırımcıların artık macera aramadan, bu ülkenin önümüzdeki 3 yıl içinde karşılaşacağı ciddi enerji arzı riskini karşılayacak Hidroelektrik, Doğal Gaz ve Kömür Santrali yatırımlarını biran önce yapmalarını tavsiye ediyorum.
Forbes Ocak 2007
Kategori: Forbes Yazıları -
February 1, 2007
Am xavi Gerad jude, Aiicco inssurance plc bir temsilcisi.
YanıtlaSilSize bir kredi ihtiyaci varsa bugün e-posta yoluyla bugün bize ulasin, istediginiz kredi ile size yardimci olabilir:
(xavigeradloanfirm@yahoo.com)
Yilbasi kredileri% 3 faiz orani sadece avelable vardir. Ciddi basvuran, ancak daha fazla bilgi için irtibata geçiniz. Biz renging krediler
sunuyoruz
3000 sadece US $ Euro ve pound 50,000.000 için.
Biz dahil kredi her türlü teklif
Bireysel krediler:
Isletme Kredileri:
Ögrenci Kredileri:
Insaati krediler:
Ev kredileri:
Is expandsion krediler:
Borç konsolidasyonu kredi:
Biz hizli ve dinamik test edilmis ve güvenilir bulunmaktadir.
Daha fazla bilgi için (xavigeradloanfirm@yahoo.com): E-posta Iletisim.
Sr Gerad jude görüyoruz.